Firmalar hangi sektörde ya da yaptıkları iş ne olursa olsun belli bir düzene göre çalışırlar. Bir çalışma düzeni olmayan firmanın başarılı olması asla olası bir durum değildir. Yarın ne yapacağını bilen ve önceki yaptıklarını ölçerek bundan anlamlı sonuçlar elde edebilen bir firma, karlılığını sürekli olarak artışa yükseltebilir. Küçük ve az çalışana sahip olan firmalar için bu durumu planlama ve ölçümleme sürecini manuel olarak yönetmek mümkün sayılabilir. Fakat büyük firmalar için bu durum imkânsız diyebiliriz.

Firmalar için verilerin önemi hayati önemler taşımaktadır. Veriyi analiz etmek, bir kişinin göremediği fırsatları ya da riskleri görebilmek açısından oldukça önemlidir. Bu durum için de bazı gelişmiş teknolojilerden yararlanılabilir. Bu teknolojilerin en başında da yazılımlar gelmektedir. Söz konusu olan bu yazılımlar firmaların iş akışında kullandığı bütün verileri otomatik olarak bir araya toplar ve firmanın her departmanı için faydalı çıkarımlarda bulunur. Bu durum da firmaların daha da karlı adımlar atması için gereken çalışmaları elde etmelerini sağlarken aynı zamanda da olası risklere karşı her zaman hazırlık olmalarını sağlayarak kriz yönetimine ciddi bir katkıda bulunur. Bazı yazılımlar ise yalnızca var olan iş akışının tek bir ürün üzerinden yönetmeye yardımcı olurlar. Bunlar da daha çok iş takip ya da görev takip sistemleri olarak adlandırılabilir.

Piyasada firmaların kendi bünyelerinde kullanabilecekleri, veri analizi yaparak faydalı öngörülerde bulunacaklarını vaat eden pek çok program satılmaktadır. Yazılım firmaları pek çok farklı modülü bir araya getirerek hazır paket yazılımlar sunarlar. Firmalar da bu paketlerin içeriklerine göz gezdirerek hangilerine ihtiyaçları varsa onları satın alırlar. Fakat bunların avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Bu söz konusu olan dezavantajları ortadan kaldırmak amacıyla işletmeler, tamamıyla kendi ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanmış özel bir yazılım da satın alabilirler.